Şimdi nasıl ölmeli bu akşam?
İçerek mi yuvarlarına kadar
Nefes nefes çekerek mi içine
zehrini
paslı hançerini saplayarak mı
bağrına?
Dalıp giderek mi yoksa geceye
Tanınmadığın kenar mahallerde kaybolarak mı?
Uzayıp giden ışığın var mıdır söyleyeceği
Yeni bir hayat var mıdır bekleyen beni
Yırtarak boy verir mi karanlıkları sevi
Kim bilir vardır belki onun da bir diyeceği
Şimdi,
ölmeli mi bu akşam?
20 Ekim 2014 Pazartesi
11 Eylül 2014 Perşembe
12 EYLÜL
Yoruma açıktır
Yürüdüğün yollar
Dalıp gittiğin deniz
Yediğin yemek sahilde
Açıktır yoruma
Elleri bir bebeğin
Gülüşü,Aydınlık gülüşü
Bebeğin…
Eylül oysa hep karanlık taşır
Ne yoruma açıktır ne geleceğe…
Ümide,yarınlara,insanlığa
Düşmandır.
Alır gider ışığı üstümüzden
Yıllardır.
Çünkü Eylül
Hele de on ikisindeyse
Netekim
Karanlık taşır…
1 Temmuz 2014 Salı
Temmuz’da
Üstelik renksiz de değildi
Bilmem kaç ekranlı televizyonlarda
Canlı canlı
Cayır cayır
Ülkenin vicdanı yakılırken
Sivas yerinde
93’tü yıl
Ve çocuktum…
Ki çok büyük sayılmazlardı onlarda!
Renkliydi üstelik,
Daha yakından görmek içindi belki
Türlü kokuşmuşluklarını,
Orta Çağın engizisyonunu.
Sonra pişmiş bir utanmazlıkla geçtiler
Yine o çok renkli ve bilmem kaç ekranlı
Televizyonlarının karşısına
Gerinerek,zehirli pişkinlikleriyle…
Sizler kendi karanlıklarınızda kahroldukça
And olsun ki
Onlar,o güzel
insanlar aydınlatmaya
Devam edecekler yolumuzu...
10 Mayıs 2014 Cumartesi
Anne
Bir yerlerde sevgiler bölüşülür
Ve anneler o pak elleriyle
Geleceği yoğurur
Durmadan,usanmadan
Bazen o küçük kızın minik gözlerinde
Kimi zamanda adam olacak çocuğun ellerinde
Yapar bunu
Bir dünya kurar ona
Hiç çıkarsız
Dilimde ne güzel bir kelime,
Gönlümde nasıl bir ilk aşksın sen
Anne…
11 Mart 2014 Salı
Berkin'e!
Hoşça kal çocuk
Hoşça kal kara gözlü
Kara çocuk
Hoşça kal elleri ekmek tutan
Hayalleri mavi
Mavi çocuk
Şimdi ürperten bir soğuk
İşler mi içlerine?
Sana yaşamak hep on dördünde
Gülen gözlerinle…
Selam kocaman
yüreğine
Selam çocuk!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)