13 Ağustos 2013 Salı

Hâlâ


               


Gözleri çocuk hala.Mavi mavi,çakmak çakmak gözleri…Hala beş yaşındaki bir çocuk.Kenar mahallenin çamurlu sokaklarında üstünü başını batırmış bir çocuk.Üç tekerli bisikletiyle atlaslarda,sonsuz hayaller dünyasında kaybolan bir çocuk.Sorarsan ona ayakları yere değsindir.Oturduğu divanın ucuna ucuna oturur bu yüzden.Yine de değmez ayacıkları bir türlü yere.İşte çocuktur en fazla.Kimsenin görmediği bir çocuk.Gizlinin saklının yanında hiç umursanmadan konuşulduğu bir çocuk.Kara kışın sıfatına yakışır günlerinde sobanın kıyıcığına sokuluvermiş,yanakları al al bir çocuk.İlk ritm derslerini sobanın üzerine dökülüp patlayan su damlacıklarından alan.Pencerenin buzunu minicik elleriyle çözemeyince nefesindeki sayısız hohlamaya bırakan bir çocuk.Güç bela açtığı aralıktan serçe kuşlarının haline acıyan bir çocuk.Keşke içeri alıp da yüreğinin sıcağına koyabilsem diye düşünen çocuk.Kavak ağaçlarının boy verdiği,gri gökyüzüne  mavi gözleriyle can vermeye çalışan mini mini bir çocuk…

Şimdi gözleri hala çocuk.Adam olmuş yüzünde büyümemiş bir çocuk selamı.Ayacıkları yere değen,sobanın huzur veren sıcağını arayıp duran o çocuktan,çocukluktan geriye kalan bir çift derya deniz göz.Kim bilir hala çocuk,hep çocuk…